Kayıtlar

Çerçeve Kafa

Resim
Düşünce biçimlerinin en tehlikelisi; düşüncelerin çarpıp çarpıp kendini tekrarladığı, köşeleri keskin çerçeveli olandır. Esnek yani ihtimallere açık, empati yönelimli, akla, koşullara uygun; genel olarak olayları bağlamından koparmayan ve tabii ki kendini tekrarlamayan fikir insanlarıdır arzuladığım... Soru: Peki bu cins türdeşlerimizin sayısı ne kadar? El-cevap: Ara ki bulasın. İnsan canlısı pek çok nedenle hayata dair edindiği bilgi ve tecrübeleri doğrulama eğiliminde davranır. Öyle ki kendini toplumdan farklı hatta ileri olarak tanımlayan (Tabii ki için için dışarı çaktırmadan yapılan bir tanımlamadır bu çünkü kimse kibir sevmez ya hani !!! ) aydınlanmış vatandaşlarımız dahi için için kutsadıkları düşünce sistemleriyle hayatı kategori kategori bölümlemekten ve bu odun parçacıklarına her durumda sarılmaktan kendini alamamaktadır. Biraz karışık geldi farkındayım ama basit olarak şöyle açıklayayım. Her olay, konuşma, davranış kendi koşullarında değerlendirilir. Yani 3 gün önce söy...

HAYAT BİR SEÇMECE

Resim
Seçenek, seçmek, seçim... Çatallaşan yolar, labirentler, başladığı noktaya dönenler ya da Rastlantının Böylesi.  Korkmayın dostlar, konumuz politika değil. Şu günlerde gündem olsa da politik seçimler benim gündemimden kayalı çok oldu. Bunun da esaslı nedenleri var ama şimdi konumumuz o değil. Konumuz kadersel, ömürsel veya bir bakışa göre ne şekilde öleceğimiz. Çünkü her seçim farklı bir ölümdür. O tadı damağımızda kalan güzel film gibi Rastlantının Böylesi . Ki o rastlantı iki farklı seçimin, iki farklı kaderin farklı yüzleri. O trene binmek veya binmemek; o işe girmek veya o şehre gitmemek... hey hat, "Olmak veya Olmamak" . Doğumuna karar veremezsin. İsmine, içine doğduğun topluma, ailene. Hali hazırda kurulu bir sistemin içine girer, önüne konan tabaktan arda kalanları seçer; seçilmiş, kurulmuş, sınırları belirlenmiş bir güzergahta sınır çizgilerine değmeden yol alırsın. Geriye tek seçim hakkın kalır o da önüne çıkan engellere çarpmamak ve sınır dışına çıkmamak....

Takvime bağlı hayatlar

Resim
İmkansızı gerçekleştirenleri gördükçe duygulanıyoruz hep  Koca bir hayatı bir şehre sığdırmak, yıllarca aynı işi yapmak, diğer insanların yaptığı her işi, sırasını bozmadan yapmak ve tüm bunlara rağmen mutlu olduğumuzu sanmak bu uçsuz bucaksız dünyada yaptığımız en büyük yanlıştır.  Farkında olmadan genel geçer kuralların kölesi olup, aslında kendi çizdiğimiz ancak hep bize çizdirildiğine inandığımız bir çemberin içinde, sınırlara yaklaşmayı akıl bile edemeden yok olmayı beklemek eylemini 'yaşamak' olarak adlandırmaya devam ediyoruz. Sevgili okuyanım tekrar selamlar, saygılar, nasılsın iyi misin diye sorardım ama sen yanıt veremezdin. Aslında duymasam da biliyorum ben. "iyidir senden ne haber". Ne kadar hatta ne kaşar klişe değil mi? 50 yıl görmesek birini bu muhabbet yine başlar. Aynı merak numarası, aynı cümlelerle aynı tempoda aynı sıkıcılıkta aynılaşmış fakat aydınlaşmamış bir sıkılmışlık, sıkışmışlık. Hep bir tekrar, takvim yaprakları farklı ama yine de sı...

Sayısalcı VS Sözelci

Resim
Efendim sapına kadar sözelci bir arkadaşınız olarak bu post'u kaleme almak benim için oldukça enteresan bir deneyim oldu. Dünyadaki durum nasıldır bilmem fakat ülkemizde eğitim basamaklarını tırmanan her savaşçı, yüksek olasılıkla sayısalcı sözelci ayrımı üzerinde epey kafa yormuş ve hatta bu farklılaşmadan kaynaklı bolca geyik muhabbetine şahit olmuştur. Öyle bir tutulma ki bu herkesin kaderinin bu çarpışmanın kaynak kodlarında gizli olduğuna dair bir inancı genlerimize kadar iliştirmiş. Bu gözler nelere şahit olmadı ki. Rakamların fizik ötesi bir aleme ait olduğunu düşünenler, sözelcilerin geyik muhabbetleri karşısında pısan dahi matematikçiler, iki taraftan da birinin sosyal yeteneği diğerinin bilimsel üretkenliğine rağmen kompleks sahibi vatandaşlar.... Kafamızı açmak için yıllarca üst üste binen yargılara bir göz atalım.  -Sayısalcılar bilim adamıdır.  Sözelciler bilim adamı değildir çünkü bilim= Sayıdır ve sayı kelime değildir:) -Sayısalcılar canlı, gerçek e...

Tiktok Tık Yok

Resim
Snap, tweet, face, instegggrammm, trend, sosyal medya. Öz çekim, özün özünde çekim yine ben, gerçek ben, özümseyemediğim ama sizin özümsemenizi arzu ettiğim gayri ruhsal özüm, fiziğim, tipim  kendimi daha çok sevme nedenim. Yaşamımın kanıtı, benim eşsiz fotograflarım ve asla ait olamadığım sosyal kimliklerin bizzat montaja dayalı dışavurumu...Tik tak şeklinde bir geri sayım. İnsanın başkalaşması ve tüketeyim toplumu tarafından parçalanan geri sayımı. Adem çoktan öldü oğlu kaldı tiktok videolarında yaşayan yüzeysel olarak betimlenmiş, piksel piksel ayıklanmış....                                Halepte savaş selfisi . Dijital dünyanın insan toplumunu ekonomik    sosyolojik, psikolojik, trajik ve hatta ne kadar "jik" varsa o kadar evirdiği açık seçik bir gerçek ve fakat saydığımız jik lerin dönüşümü... İşte o da gerçek bir muamma. Toplumların, insanların ruhlarının ve zekalarının boşalt...

KÖRÜ KÖRÜNE KÖRLÜK

Resim
Görme engelli, ama, kör… Fiziksel dünyada kimine göre en hayati uzvundan mahrum kalan insan. Işıktan yalıtılmış el yordamıyla süren bir ömür.   Fiziksel olarak görememek fikirsel körlük kadar kadar hayati midir dostlar!!! Çağın meselesi budur.   Nedir bu fikirsel, ideolojik, tek tip körlük diye soracak olursanız; bakın derim sağınıza solunuza en yakın arkadaşınıza, sevgilinize, eşinize ara ara da kendinize. Felsefeden, sanattan bilimden azade toplamlara veya yığınlara ki bu körlemesine tutumlara sahip insanlardan müteşekkil topluluklara ancak yığın denir. Toplum olamamış toplamlardan ibaret insanlar; sadece sayı olarak ederi olan nesneler. Saplantılı bir ruh halidir fikirsel körlük. Bu saplantıya sahip canlılar tek tip düşünerek tek tip yaşamaya ve çevrelerini de aynı saplantıdan muzdarip ve fakat muzdaripliğinin bile farkında olmayan canlılardan seçerler. Kimi zaman bir ideolojiye takıntılı partizan (sağ=sol), kimi zaman bir sporun fanatiği, kimi zaman dine takınt...

GERÇEKÇİ OL GERÇEĞİNLE YÜZLEŞ

Resim
        Hayat değişir; insan daha sık değişir. Ne olduğunu bile kavrayamadan değişmeye devam eder. İki çay bir fincan kahve arasında ise karakterine eklemeler yapar. Sarsılmaz bir yapı inşa eder ki biz ona kişilik diyoruz. (hadi hariçten dayanak sallamış olmayayım) ben, diyorum.   Peki o zaman us’umuzu uslandırmaktan öte bir çalkalayalım ve soralım “nedir bu gerçek diye” Korkmayın dostlar felsefeye giriş dersi 1 değil!!! Kimine göre ilkokul 1, kimine göre lisans üstü bir yanılgı sorusu bu.   Elle tutulan, gözle görülen, akılla kavranan mıdır gerçek denen; yoksa kendimizi inandırdığımız palavralar mı? Doğruluğunu asla teyit edemeyeceğimiz inançlarımız mı yoksa   güvendiğimiz bir kişinin dudaklarından dökülen iki satır mı? Subjektif bir sanrı mı yoksa nesnel bir çaresizlik hali midir bu gerçek? İnsan türünün en başarılı olduğu işlerden biri olması gereken muhakeme yeteneğimiz körelir ve doğruluğu teyit edilmesi mümkün olmayan palavralarımı...