Sayısalcı VS Sözelci

Efendim sapına kadar sözelci bir arkadaşınız olarak bu post'u kaleme almak benim için oldukça enteresan bir deneyim oldu.


Dünyadaki durum nasıldır bilmem fakat ülkemizde eğitim basamaklarını tırmanan her savaşçı, yüksek olasılıkla sayısalcı sözelci ayrımı üzerinde epey kafa yormuş ve hatta bu farklılaşmadan kaynaklı bolca geyik muhabbetine şahit olmuştur. Öyle bir tutulma ki bu herkesin kaderinin bu çarpışmanın kaynak kodlarında gizli olduğuna dair bir inancı genlerimize kadar iliştirmiş.
Bu gözler nelere şahit olmadı ki. Rakamların fizik ötesi bir aleme ait olduğunu düşünenler, sözelcilerin geyik muhabbetleri karşısında pısan dahi matematikçiler, iki taraftan da birinin sosyal yeteneği diğerinin bilimsel üretkenliğine rağmen kompleks sahibi vatandaşlar.... Kafamızı açmak için yıllarca üst üste binen yargılara bir göz atalım. 
-Sayısalcılar bilim adamıdır.  Sözelciler bilim adamı değildir çünkü bilim= Sayıdır ve sayı kelime değildir:)
-Sayısalcılar canlı, gerçek elle tutulur ve sınıflandırılabilir somut olayları kanıtlama çabasındadır.
-Sözelciler sosyal bilim adı verilen üst üste yığılmış bilgiler, araştırmalar ve notlar üzerinde çalışırlar ve bu verilerin büyük çoğunluğu tam olarak ispatlanabilir değildir. Örneğin tarih biliminde gözlem yapma imkanın yoktur. Yine örnek olarak sosyoloji ya da psikolojide gözlem yaparsın ama bu gözlemlerden çıkan bulgular kişiye göre değişebilir. Sonuç, sözelciler soyut konular üzerinde sadece laf üretir, bu bilim değildir çünkü bilim kişiye göre değişmez. Deney gözlem, ispat ister. 
-Sözelcilerin ağzı laf yapar ve bu nedenle sosyal olarak başarılıdır, sayısalcılar inektir ve yalnız otlamayı tercih etmeseler de başka çareleri de yoktur. 
-Sayısal meslekler iş ve başarı garantilidir, sözelciler potansiyel işsiz ve kaybedenler kulübünün doğal üyesidir.
-Sayısalcıların makbul olanı gözlüklü, sözelcilerin makbul olanı briyantinlidir. 
-Sözelcigiller mantar, sayısalcıgiller omurgalılar familyasından gelir. 
-Sayısalcıgiller tabiatta kütüphane adı verilen mekanlarda gözlemlenirken, sözelcigiller familyası kahvehane, bar ve benzeri kulüp habitatlarında gözlemlenir.
Son olarak dünya hakikate ulaştığında sayısalcılar nurlara karışıp evrene yayılacak sözelciler tozlara karışıp yok olacak:)
Bütün dünyaaaaa buna inansa bir inansa hayat bayram olsaaaaaa:)) yok yahu okkadar saf değilim, öyle bir şey olmayacak sevgili kardeşim ve fakat her zaman söylerim insan canlısının düşünme biçimi iç içe geçirmeli değil, katlamalı olarak çalışıyor. Bu arızamızdan ne zaman kurtuluruz bilmem artık. 
Ya ondadır ya bunda olayını terk etmediğimiz için ayrılıp ayrılıp seçimlere zorlanıyoruz. Ne derim hep ben, her keyiften biraz.... O mu bu mu diye seçim yapma arkadaşım. Yaşamda her şeyin farklı şartlar, durumlar hatta anlara göre bir değişkenliği var, kullanışlığı var. Avantaj dezavantaj diye de bir şey var. Farklı yetenekler farklı durumlarda işine yarayabilir, ne diye birini atıp birini seçiyorsun hı! 
Kabul etmek gerekir ki gerçek anlamda bilim denen olgunun sistematik tüm faaliyetleri sayısal üzerinden yürür. Ar-ge yani araştırma geliştirme, hipotez, kuram, kanun, deney-gözlem vs denilince akla sayısal gelir doğru. Hayat kurtaran tıp mesela bunun en tipik örneğidir. İki kere iki 4 ettiği sürece de bu böyle devam edecek orası kesin. 
Bununla beraber sözel yeteneklere dayalı insan ilişkileri, iletişim, empati vb yani temel insani değerler ve toplumsal olarak insan hayatının sürmesinin temel ihtiyaçları sözel beceriler ister. 
Bilim dünyası harika bir elektonik cihaz, insan hayatını kolaylaştıracak mükemmel bir buluş yapabilir fakat bunu tanıtan, pazarlayan, açıklayan, satan illa ki sözelcidir. 
Sözel becerilere sahip olmayan, insanları yönetmekle yükümlü bir politikacı düşünün, ya da tüketicilere kendini anlatmak, onlarla sürdürülebilir ilişki geliştirmekle yükümlü devasa ölçekli şirketlerin yöneticilerinin  anlama, anlatma, ifade etme, bakış açısı yorumlama, algılama vb 
sözel yeteneklerden bihaber olduğunu düşünün....
Dünyadaki empati kavrayışsızlığı, ön yargı ve iletişim becerilerinden yoksunluk kaynaklı savaşları, her gün gazetelerin 3.sayfasındaki şiddet haberlerini düşünün... 
Dinler arası diyalog muhabbetlerini düşünün....Bu gerçekler hayatımızın göbeğinde iken sayısal mı sözel mi muhabbeti bir gerçeklik ifade etmez. Ancak ve ancak geyik için güzel malzeme olur hepsi okka.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanal boykotçular

AHLAK BEKÇİSİ