HAYAT BİR SEÇMECE

Seçenek, seçmek, seçim... Çatallaşan yolar, labirentler, başladığı noktaya dönenler ya da Rastlantının Böylesi. 
Korkmayın dostlar, konumuz politika değil. Şu günlerde gündem olsa da politik seçimler benim gündemimden kayalı çok oldu. Bunun da esaslı nedenleri var ama şimdi konumumuz o değil. Konumuz kadersel, ömürsel veya bir bakışa göre ne şekilde öleceğimiz. Çünkü her seçim farklı bir ölümdür. O tadı damağımızda kalan güzel film gibi Rastlantının Böylesi. Ki o rastlantı iki farklı seçimin, iki farklı kaderin farklı yüzleri. O trene binmek veya binmemek; o işe girmek veya o şehre gitmemek... hey hat, "Olmak veya Olmamak".
Doğumuna karar veremezsin. İsmine, içine doğduğun topluma, ailene. Hali hazırda kurulu bir sistemin içine girer, önüne konan tabaktan arda kalanları seçer; seçilmiş, kurulmuş, sınırları belirlenmiş bir güzergahta sınır çizgilerine değmeden yol alırsın. Geriye tek seçim hakkın kalır o da önüne çıkan engellere çarpmamak ve sınır dışına çıkmamak. 

Seçenek konusunda her insanın şanslı doğmadığı net bilgi olarak kayıtlara geçmiş olsa da kısıtlı seçeneklerle çaresizce savrulduğumuzu kabul edemem, kimseye de böyle bir kabulü tavsiye etmem. 
Esas mevzu, "seçimlerin atası olan soru işaretleriyle  ne zaman ve hangi şartlarda, hangi kafayla haşır neşir olduk" onu tespit etmekte. Yanlışların doğrularla iç içe karıştığı kısacık insan ömründe seçimlerimiz kim olduğumuzu, kader çarkında bize düşen rolü ya da mutluluğumuza karar veriyor. Kafalarda deli sorular dolanmaya başladığı andan itibaren seçeneklerimizi inceliyor ve en kullanışlı olana karar veriyoruz.   
Yanlış sorular kullanışsız yanıtlara, kullanışsız yanıtlar, çıkmaza açılan labirentlere savurur. Kurtulmak için can havliyle seçersin ama seçilmiş kişi Neo gibi uçamaz tepetaklak yere çakılırsın. Çünkü sen doğru soruları sormadın. Seçim yapmak için başarılı bir sorguç olmalısın, sıkı bir muhakeme yeteneğine yeteri kadar hareket ve sabır eşlik etmeli çünkü sen sadece seçtiğin kadarsın, sadece o kadar yer kaplarsın. Ömür kısa, labirentler çok, yardım eden yok, yardım eden çıksa yolun sonunu bilen yok ey dost!

Şimdi buradan nereye varacağız??? hımmmm???? Bil ki ey kutsanmış kişi soru işaretlerinden kaçış yok ve fakat ben size kimsenin bilmediği yolun sonunu söyleyeyim. Korkma,yolun sonu kara toprak demem:) o kadar basit değil çünkü daha basit. Yolun sonu ahan da alttaki görselde.
 
Yolun sonu SENSİN. Her karar,her seçim, her kader senin için olduğundan "Sen, sen ol; kendini seç" ey dost. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanal boykotçular

Sayısalcı VS Sözelci

AHLAK BEKÇİSİ