Kayıtlar

Çevrimiçi hayatını kontrol eden kim?

Resim
  İnterneti bilinçli kullanmak okullarda her ne kadar çok popüler bir konu olsa da gençler için bu tavsiyelerin ne ölçüde ciddiye alındığı bir soru işareti. Hatta yetişkinler için bile. Aslına bakarsanız kendilerinin başaramadığı bir eylemin sorumluluğunu aaa pardon denemediği.. başarmak için denemek lazım diiiil mi? Neden bu yükü sadece gençlere yüklerler anlamam.. Bu konu bir yana internetin bilinçli kullanımı yani çevrimiçi hayatımızın kontrolünü elimize geçirmek artık yaşamsal bir noktaya oturdu. Abartıyorsun diyorsanız abartmıyorum. Bir Facebook oyunu olan Cow Clicker'da . "bir ineğe tıklayıp ineğin böğürmesiini seyrettiniz mi tekrar tıklamak için 6 saat bekleyeniniz oldu mu hiç çünkü oyunda “şaka değil” bekleme süresi buydu. Ve inekleri ters yöne çevirmek gibi akıl tutulması düzeyinde anlamsız bir işin sunulduğu bu mecranın 50. Binin üzerinde kullanıcısı vardı. Ve tabi üstüne para bile ödediler. Endişelenmeyin şimdi ssize sosyal medya platformlarıın sürekkli tekrar...

(AL) YAPAY ZEKAYA CAN VEREN İLETİŞİM

Resim
  Son yıllarda yaşanan teknoloji ve iletişim devrimi nihayet çok konuşulan yapay zekaya can vermeyi başardı. 1984 yapımı terminatör filmi cyborg yani insansı robot ve onları yöneten yapay zekâ Skynet’i tanıttığından beri yapay zekâ bilim ve popüler kültürün çok konuşlan konuları arasında yerini aldı. Makineler akıllı olunca işgal ediliriz, işsiz kalırız korkusu yaşayanlar kadar makinelerin insan hayatını kolaylaştırmasının zirvesini kutsayanlar da oldu.   Artık düşünen robotların çağını yaşıyoruz. Cebimizdeki tüm uygulamalar bunun en sıcak kanıtı ve son olarak enteresan soruları analiz ederek metin işleyen ve sonuçlandıran kısa zamanda evimize kadar giren chat gbt. İnternette var olan bilginin tamamını öğrenmiş olan en gelişmiş dil algoritması olarak kabul edilen GBT  d ilinizi anlıyor, matematik öğreniyor, program yazıyor hatta piyango numarası tahmin ediyor. Şimdilik bedensiz olan yapay zeka bedenli bir robot haline getirecek AR-GE çalışmaları da süratle devam edi...

Alışkanlıklarımız Kurtarıcımız mı Celladımız mı?

Düzenli tekrarladığımızda otomatik hale gelen kurtulmak ya da var etmekte zorlandığımız davranış kalıplarına alışkanlık diyoruz.  Nedense alışkanlık denildiğinde ortama negatif bir hava yayılır. Sanki pozitif alışkanlık yokmuş gibi. Sanırım sebebi olumsuzlukların zihinde ve duygularda daha kalıcı olması. Olumsuz Alışkanlıkların etkileri çok konuşulur tartışılır ama her gün şunu yapıyorum her şey süper cümlesi ufak bir çınlama olarak kalır. Alışkanlıklar yıkıcı ve yapıcı olarak ikiye ayrılır. Spor veya tırnak yeme gibi. Kahve içmeden ayılamam, kitap okumadan, bir küçük devirmeden  uyuyamam gibi gibi ve gibi. Alışkanlıklar kader mi bu aralar her şeyi o kader bu kader diye bağlama mevzusu var çok popüler. Hatta ben de iletişim kaderdir diye katılmıştım bu konuya ama o kitap henüz basılmadı maaaalesef 😊 Efendim MIT'deki McGovern Beyin Araştırmaları Enstitüsü'nde çalışan moleküler biyologlar    Belirli eylemlerin sinir yollarımıza nasıl bağlandığını anlamak...

İkna olmadan ikna edemezsin

Resim
  İkna  iletişimsel bir süreçtir. Bir mesajın birey ya da grubun inanç, tutum veya davranışlarında değişiklik yaratmak için yapılır. İletişim davranış değişikliği yaratmak zorunda. Doğal olarak ikna edilen de eyleme geçmek zorunda. İkna insan hayatının hemen her alnına dokunur. Çünkü iletişimin olduğu her yerde ikna vardır ve biliyoruz ki her şey iletişimle başlar ve iletişim her yerdedir. Kişilerarası ilişkilerden, sanata, politikadan, tüketim toplumu ve popüler kültürün her malzemesine kadar. İkna edici iletişim diye bir tarif var bana da hep bu yanlışları düzeltmek kalıyor. İkna, iletişim demektir ve etkili iletişim kuran dikkatli gözlemcilerin her biri aynı zamanda ikna profesyonelidir. İstisnasız her iletişim etkinliği ikna etme üzerine bina edilir. Amaç hedef kitleyi ikna ederek davranış değişikliği yaratmaktır. Bu nedenle “insanları nasıl ikna edebilirim" gibi bir amacınız varsa önceklikle gerçek bir iletişim profesyoneli olan gerçek bir koça başvurmanız gerekir. ...

Manipülasyon VS İletişim

Manipülasyon, başkalarını kendi yararı için kullanmak, kontrol etmek veya başka bir şekilde etkilemek için tasarlanmış davranış.[1] vikipedi Yönlendirme, seçme, ekleme ve çıkarma yoluyla bilgileri değiştirme (tdk) Manipülatör, manipülasyon yapan kişi ya da bana göre ayaklı kâbus. Bir tür kişilik bozukluğu olan manipülasyon yönlendirme arzusuna dayanır. Dürüst olmayan bir ilişki biçimi. Bu bir ilişkidir iletişim değil. Bazı kaynaklarda iletişim olarak tarif edilmiş bu bir yanlıştır. Ve iletişimin doğasına aykırıdır. Bu anlamda manipülatif iletişim diye bir şey yoktur. Iletişim yönlendirme amacıyla kullanılabilir ama fizik, kimya ya da biyoloji de silah üretmek için kullanılıyor.   Etkili gerçek bir iletişimci iletişim kurabilmek adına eyleme geçer. Temel amacı bağ kurmaktır. Mesajlarını buna göre tasarlar. Manipülasyon ise salt kazanım sağlamak için karşısındakini ezmek, yıpratmak adına art niyetli bir çabadır. Bazı manipülasyon ustaları bilinçlidir bazıları durumunun fark...

Şimdi müsadenizle, üçüncü kez doğmak için ölmek gibi küçük bir işim var.

Resim
 İnsanlar doğar, büyür ve .....Öyle mi gerçekten ? Ne bir kez doğarız ne bir kez ölürüz. Bazıları bir doğar bin ölür bazılarıysa bir doğar bin yaşar.  Ya da İnişli çıkışlı hayatlarımızda bazı bazı öyle dayak yeriz ki daha fazla morarmamak için kaçmayı alışkanlık ediniriz. Bedenimiz yara bere, ruhumuz ise allak bullak dolanırız. Ne görür ne duyar ne tadar ne de yaşarız. Hayalet hayalet her gün kendimize verdiğimiz sözleri atıştırırız. Şahsen ben bu vaziyetteyim epey epey bir zamandır. Öyle ki gerçekte kim olduğumu bile zor hatırlıyorum desem abartmış sayılmam.  Sağlam bir bedene eşlik eden berrak bir zihniniz yoksa ben gibi yarım yamalaksınız demektir. Dedikodu yapmak için burada değilim bu nedenle neden sorusunu bir kenara bırakalım ve konuşalım nasıl yeniden doğarız diye.  Fikrimce yeniden doğmanın tek mantıklı yolu ölmektir. Çat diye söyledim farkındayım ama korkmayın kendinizi bir yerlerden atmadan da ölebilirsiniz.  Nasıl mı ? Anlatayım. Bir mağarada yılları...

YATIRIM MI YAPTIRIM MI

Resim
  Kurallara bağlı bir hayat. Her ne kadar labirentte koşturmaca gibi görünse de başı ve sonu belli. iki ucu kesik düz bir halat. Evet, yanlış yazmadım bildiğiniz ip. Ortasında yürüdüğümüz iki taraftan da kesik bir ip. Maddi ve manevi bir düzlemde insanca yaşamaya çalışıyor başarılı olmaya çabalıyor, maddi ve manevi dengede bir o yana bir bu yana yalpalıyoruz. Para demek maddecilik demekti, hırs demekti, özden kopmak demekti. En azından atalarımız bize bunun böyle olduğunu anlattı. Paraya dudak bükenler takdir edildi ve maneviyatta zirvedekiler listesine alındı. Öyle ya para her şey değildi hatta saygı duyulmaması öğretilen tek şeydi.  Şimdi şimdi öğrendik ki tüm bu anlatılanlar tarihin en büyük palavrasıydı. Doğamızdaki yaşama iç güdüsü, kendini koruma mekanizmasıyla birleşerek faydacılığa, oradan da bencilliğe uzandı. İnsanlık erezyona uğramadı çünkü insan denen canlı var oluşundan beri kayıtsız, hıslı, egoistti. Toplum hayatı sevgiyi, kardeşliği, arkadaşlığı, iyiliği, güzell...