Alışkanlıklarımız Kurtarıcımız mı Celladımız mı?
Düzenli tekrarladığımızda
otomatik hale gelen kurtulmak ya da var etmekte zorlandığımız davranış
kalıplarına alışkanlık diyoruz. Nedense alışkanlık denildiğinde
ortama negatif bir hava yayılır. Sanki pozitif alışkanlık yokmuş gibi. Sanırım
sebebi olumsuzlukların zihinde ve duygularda daha kalıcı olması. Olumsuz
Alışkanlıkların etkileri çok konuşulur tartışılır ama her gün şunu yapıyorum
her şey süper cümlesi ufak bir çınlama olarak kalır. Alışkanlıklar yıkıcı ve
yapıcı olarak ikiye ayrılır. Spor veya tırnak yeme gibi. Kahve içmeden
ayılamam, kitap okumadan, bir küçük devirmeden uyuyamam gibi gibi ve
gibi.
Alışkanlıklar kader mi bu aralar
her şeyi o kader bu kader diye bağlama mevzusu var çok popüler. Hatta ben de
iletişim kaderdir diye katılmıştım bu konuya ama o kitap henüz basılmadı
maaaalesef😊
Efendim MIT'deki McGovern Beyin
Araştırmaları Enstitüsü'nde çalışan moleküler biyologlar Belirli
eylemlerin sinir yollarımıza nasıl bağlandığını anlamak için labirentte koşmak
üzere eğitilmiş fareler üzerinde ödül merkezli bir deney yaparlar.
Sola dönerlerse zengin çikolatalı
süt, sağa dönerlerse sadece şekerli su alabilen fareler zamanla, bu uzun
labirentte her seferinde çikolatalı süte koşmaya alıştılar " öyle ki ödül
yani çikolatalı sütü lityum klorürle karıştırıp farelerin midesini bulandırdıklarında
hatta ödülü kaldırdıklarında bile defalarca öğrendikleri gibi
labirentte koşmaya ve sola, çikolatalı süte doğru dönmeye devam ettiler. Sonuç
olarak bazı beyin bölgeleri, davranışları düşünceler, duygular ve en önemlisi
motor hareketlerle ilişkilendirmek için birlikte çalışıyor. Buradan
yola çıkarsak bir eylemi farelerin labirentte koşması gibi tekrar tekrar
yaptığımızda, beynimiz daha verimli hale gelerek ve hedefe ulaşmak için daha az
nöron harcıyıyor. az yoruluyor bu da şu anlama geliyor. . bir şeyi ne kadar çok
yaparsanız, onu gerçekleştirmek o kadar o kadar kolaydır. Çünkü
davranış, motor hareketlerimiz olarak beynimize kelimenin tam anlamıyla
kazınıyor.
Ödül demek dopamin ve motivasyon
demektir. Alışkanlıklarımızda ödül bu yüzden değerli. Ve fakat ödülümüz olmasa
da belirli bir davranış dizilimi kafamızda kalıplaştığımız için alışkanlığı
kıramıyoruz. Bizim için ne kadar olumsuz da olsa eylemi
seçiyoruz. Aynı araştırma her alışkanlığın özünde basit
bir nörolojik döngüsü olduğunu bu döngünün de 3 bileşeni olduğunu
açıklıyor. Bir işaret, bir rutin ve bir ödül. Bu noktada rutini
tespit edip yeni bir döngü ile değiştirmek için çabalayabiliriz. Anlamamız
gereken şu beyin iyi ya da kötü ayırt etmeden çalışıyor. Hangi rutin bize zararlı
yada faydalı diye seçmiyor sadece sadık bir asker gibi emirlerine uyuyor.
Ben en tehlikelisinin eşleşme
olduğunu düşünüyorum. En azından kendim için şunu söyleyebilirim yıllarca
olumsuz alışkanlıklarımla mücadele edip değiştirmeye çalıştım. Bana göre
üzerinde titizlikle durmanız gerek ise eşleştirmelerinizdir. Örnek
vermek gerekirse sigara ile çay ya da kahve kafanda
eşleştiyse ve sigarayı azaltmak ya da bırakmak istiyorsan çayı ya da
kahveyi ortadan kaldırmalı ya da minumuma
indirmelisin aburcuburdan muzdaripsen ve televizyon karşısına
her geçtiğinde atıştırıyorsa ödüle değil ödülle eşleştirdiğin yancıya odaklan.
Televizyon, dizi bilgisayar oyunu artık neyse... ödül olmasa bile davranış
kalıbına mahkum oluyrsak eğer daha öncede söylediğim gibi yaşamak için kendini
öldür. Bilirsiniz sahilde suya ilk adımı atmak bazen çok sıkıntılı olabiliyor.
Soğuğa alışmak için kıyıda gezinenler mi dersin muhabbet edenler mi pes edip
otaranlar mı :😊 daha önce de söylemiştim azar azar alıştıra
alıştıra sürünmek demektir. Her ne kadar bilim adamları her konuda parçala böl
yönet politikasını tavsiye ediyorsa da benim tavsiyem inceldiği yerden yık. En
fazla birkaç gün sıcak sğuk titreme nöbeti havale geçirirsin ama ne demişler ne
gele gele …. Yani diyorumki mırın kırın etmemek lazım o suya koşarak balıklama
dalmak biranda üşüyüp işi bitirmek klazım.
Bununla beraber alışkanlıklarla
ilgili belirli bir formül yok. Bireysel farklar iletişimci olarak benim için
önemli. Her insan bireysel olarak farklı olduğu için onları tanımadan alışkanlıklarıyla
ilgili tavsiye vermek çok da doğru değil ama benim tavsiyem iddia ediyorum
herkes için geçerli olabilir. Suya birden dalıp kalp krizi geçirenler kapıma
dayanmasın ama😊 zaten o halde nasıl dayansın ki😊
Bu nedenle sizi tanımadan kim
olduğunuzu bilmeden nasıl olsa video diye en azından olumsuz alışkanlıklar gibi
hayati bir konuda kurtuluşun 10 maddesini sıralamıycam.
Söyleceklerim çok net. Kahramanım Andy Dufresne'nin
dediği gibi yaşamakla uğraşırsın ya da ölmekle…
Filozof ve teolog Aurelius Augustinius der
ki Alışkanlıktan vazgeçilmezse o alışkanlık zamanla bir ihtiyaç hâline
gelir." Dikkatli olun gerçekten ihtiyacınız olmayan
bir şeyi ihtiyaç haline getirirseniz. Sabahın köründe uyanıp yüzünü yıkamak
yerine bildirim takibi yapar ya da Fotoğraf yüklemezsem kim inanır yediğime
içtiğime tatile gittiğime diye tüm gün poz verip dururken bulursunuz
kendinizi.:)
Sözün özü Fiziksel ve ruhsal olan
pozitif bir doğru alışkanlık bizi her gün yeniden yepyeni bir insan haline
getirebilir. Bizi kendimize esir eden dünyadan köşe bucak kaçıran,
ruhumuzu çürütüp erken yaşlandıran bir alışkanlık canavarı ise gerçek anlamda
celladımızdır. Kendi kendinin celladı olma!
ÇIK KUYUDAN YUSUF
Yorumlar
Yorum Gönder