Manipülasyon VS İletişim

Manipülasyon, başkalarını kendi yararı için kullanmak, kontrol etmek veya başka bir şekilde etkilemek için tasarlanmış davranış.[1] vikipedi

Yönlendirme, seçme, ekleme ve çıkarma yoluyla bilgileri değiştirme (tdk)

Manipülatör, manipülasyon yapan kişi ya da bana göre ayaklı kâbus.

Bir tür kişilik bozukluğu olan manipülasyon yönlendirme arzusuna dayanır. Dürüst olmayan bir ilişki biçimi. Bu bir ilişkidir iletişim değil. Bazı kaynaklarda iletişim olarak tarif edilmiş bu bir yanlıştır. Ve iletişimin doğasına aykırıdır. Bu anlamda manipülatif iletişim diye bir şey yoktur. Iletişim yönlendirme amacıyla kullanılabilir ama fizik, kimya ya da biyoloji de silah üretmek için kullanılıyor. 

Etkili gerçek bir iletişimci iletişim kurabilmek adına eyleme geçer. Temel amacı bağ kurmaktır. Mesajlarını buna göre tasarlar. Manipülasyon ise salt kazanım sağlamak için karşısındakini ezmek, yıpratmak adına art niyetli bir çabadır.

Bazı manipülasyon ustaları bilinçlidir bazıları durumunun farkında bile değildir.

Fi dizisindeki Can Manay parçalanmış kişiliğinin eksikliğini, tutkusuyla tamamlamaya çalışan usta ve bilinçli bir manipülatördü. Çevrenizde iletişim kurduğunuzu düşündüğünüz kişileri iyi incelemeniz gerekir.

Daha önce iletişimin sihirli gücünden bahsetmiştim. Kendinizi etkili bir iletişimci olarak yetiştirirseniz manipüle edilemezsiniz.

Belki koşullarınız nedeniyle etkilenebilir ya da muhatap olmak zorunda kalabilirsiniz ama asla savunmasız kalmazsınız. Iletişime dayalı yetenekleriniz o psikolojik taktikleri bertaraf eder ve yönlendirdiğini sanan zannıyla baş başa kalır.

Manipülatif eylemin göstergelerine bakalım

1.                      Kayıtsızlık

2.                      Neden sonuç ilişkisinden koparma

3.                      Ekleme çıkarma

4.                      Savunmaya itme ve savunmayı işine gelecek şekilde kırpma (yalan ve mantıklı gösterme)

5.                      Aldıkları bilgiyi samimi değil çıkarına uygun çarpıtma

6.                      Aşırı özgüven ve zeki olduğuna inanma yanılgısı yani karşı tarafın anlayıştan doğan kabullenmesini kendi gücü olarak algılama

7.                      Küçümseme

8.                      Abartılı davranışlar

9.                      Onay bağımlılığı

10.             Duygusal istismar

11.             Mağdur rolü oynama

ve tabi ki en sık kullandıkları ve belki de en güçlü oldukları nokta vicdanla oynayarak suçlu hissettirme

Siz karşı tarafın iletişim kurmak isteyen normal biri olduğuna inandığınızda bunlar gerçekleşir. Tutarsızlığı çözümlemek adına iyi niyetli bir çabaya girersiniz çünkü iyi niyet yoksa iletişim kurulamaz ve fakat karşınızdaki de bu niyetin olması gerekir.

Sözün özü

Manipülatörler güçlü olduklarını sana güçsüzlerdir. Şiddet bağımlılıkları gibi bilinçsiz ve tezat bir yaşam sürerler.

Kökenleri ve kişinin nasıl bu hale dönüştüğü bir muammadır çünkü bu psikolojik atmosfer beynin içinde yaşanmışlıkla etkileşen bir süreç.

Bunu düzeltmek için korkunç bir çaba gerekir bu nedenle kemikleşmiş bir manipülatörü değiştiremezsiniz keza bu dönüşümün zihinsel süreçlerine hâkim olamazsınız. Çok iyi olursam ve kalbini fethedersem değiştiririm diye de düşünmeyin çünkü böyle bir şey de yok keza değişim ihtiyacı yok. Bir insanın değişmesi için onun ihtiyaç hissetmesi ya da samimi olarak sözlerinin ya da eylemlerinin sorunluluğunu alması gerekir. Kendilerini hatasızlık ve güç üzerine bina eden kemik bir manipülatör ya da ayaklı bir kâbus, bundan vazgeçmez çünkü başka türlü var olamaz. Bu bir hastalık ve tedavi siz değilsiniz.

Hayatından çıkaramıyorsan kendini koru. Nasıl mı ??

Söz gümüşse sükût altındır

Cümlelerini israf etme, dinle, açıklama yapma, kendi haline bırak

Tabii en önemlisi bunları yapman için karşında bir manipülatör olduğunun bilincinde olacak kadar iyi bir iletişimci olman gerekir o başka. Yoksa o kabusla kuyruğunu kovalar, anlamsızlıklar kısırdöngüsünde karabasan yaşamaya devam edersin ey dost.

Benden sana bir ipucu. Onları tutarsızlık ele verir. Çelişkiyi kovalarsan işe düşmeden işi çözersin.

Ve şimdi esas ve can atıcı soru şu

 

Peki senin ayaklı kâbusun kim?

 

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanal boykotçular

Sayısalcı VS Sözelci

AHLAK BEKÇİSİ