YATIRIM MI YAPTIRIM MI

 Kurallara bağlı bir hayat. Her ne kadar labirentte koşturmaca gibi görünse de başı ve sonu belli. iki ucu kesik düz bir halat. Evet, yanlış yazmadım bildiğiniz ip. Ortasında yürüdüğümüz iki taraftan da kesik bir ip. Maddi ve manevi bir düzlemde insanca yaşamaya çalışıyor başarılı olmaya çabalıyor, maddi ve manevi dengede bir o yana bir bu yana yalpalıyoruz. Para demek maddecilik demekti, hırs demekti, özden kopmak demekti. En azından atalarımız bize bunun böyle olduğunu anlattı. Paraya dudak bükenler takdir edildi ve maneviyatta zirvedekiler listesine alındı. Öyle ya para her şey değildi hatta saygı duyulmaması öğretilen tek şeydi. 

Şimdi şimdi öğrendik ki tüm bu anlatılanlar tarihin en büyük palavrasıydı. Doğamızdaki yaşama iç güdüsü, kendini koruma mekanizmasıyla birleşerek faydacılığa, oradan da bencilliğe uzandı. İnsanlık erezyona uğramadı çünkü insan denen canlı var oluşundan beri kayıtsız, hıslı, egoistti. Toplum hayatı sevgiyi, kardeşliği, arkadaşlığı, iyiliği, güzelliği, barışı "insanlığı" övmeyeni bunlara övgüler düzmeyeni dışlıyor onları insan olmamakla suçluyordu. Bir insan bile savaş iyidir, sevgi dolu olmak aptallıktır demedi. Herkes hayvan haklarını, barışı ve iyiliği savundu ve fakat savaşlar hiç bitmedi. Hayvanlara insanlara işkenceler edildi, çocuklar öldürüldü, ağaçlar yakıldı, soyu tükenen hayvanlar kesildi ve birbirlerine en yakın insanlar; kardeşim, karım, kocam, sevgilim, arkadaşım diyenler bile sevdiğine kazık attı. Herkes çıkarı değil dostluğu savunurken, herkes insan haklarından yana bir doğa savaşçısıyken bu kaos her gün silip süpürdü. İnsan kendi doğasından kaçamadı. İyilik sözde, güzellik gözde kaldı. 

O zaman esas mesele neydi? İnsan doğasındaki canavarı besleyen temel madde neydi. Arzuları, bağımsızlığı, özgürlüğü, insanı dahi satın alan, adeta aşığa koşar gibi peşinden koşturulan neydi ?Yukarıdaki gibi insalıkla ilgili hikayeler yazanların bile saygısızlık edemediği neydi?

Paraydı. Para her şey değildi ve fakat her şeyin sağında ,solunda, detayında; kahvaltıda, uykuda, iki aşığın elele oturduğu mekanda, gelecek planlarında....Hayallerimizdeki her adımımızda, hastalığımızda ve de "Ya hasta olursak diye bir gerçek olduğu için sağlığımızda hatta, mezarlık seçiminde... Her yerde çepeçevre, soluduğumuz hava gibi. 

Parasızlığın bir yaptırımı var. Hayatımız devam ettiği sürece ihtiyaç duyacağınız her şey için gerekli bir şeye, ya burun kıvırırsınız ya yatırım yaparsınız. Burun kıvıranların bile o olmadan yaşamayacağı bir madde, hayatının kalitesini satın alma aracı. Her düşün bir bedeli var. Ya aklında seyahat edersin ya uçakta. Devir yatırım zamanı. Şimdi sana insanlığa yatırım yapmaya devam et, aşk her zaman kazanır derdim ama insanlığa yatırım yapmak için bile bil bakalım neye ihtiyacın var????

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanal boykotçular

Sayısalcı VS Sözelci

AHLAK BEKÇİSİ