Okulda İletişim 1.Bölüm: ÖĞRENCİ
Ne
demişti Mahmut Hoca, okul her yerdir. Yine de hayatımızın en az 12 yılını örgün
eğitim kurumları olan okullarda geçiriyoruz. Okul dediğin herkesin kafasında
farklı çağrışımlar yapar. Öğretmeni, dersi, arkadaşı, idaresi, ödülleri
cezaları daha neler neler…
Okullar
bir anlamda yönümüzü tayin ediyor. Diplomanın çok şey ifade etmediği günümüz
dünyasında ezbere ve amaçsız olarak eğitim almak yön vermeyi bırak yönsüzlüğe
zemin hazırlayarak okula gitmeden erken yaşta iş hayatına atılmayı mantıklı
hale getiriyor.
Öğrencinin
tanımı öğrenen kişidir. Temel amaç öğrenmektir. Okul demek öğrenerek hayata
hazırlanmak, artı ve eksileriyle kendini tanıma sürecini yaşayarak kim olduğunu
yeteneklerini potansiyelini keşfetmen, bu iletişime dayalı eğitsel ve
psikolojik farkındalık konusunda öğretmenden rehberlik alarak hangi yöne
adımlaman konusunda düşünmen demektir.
Umarım
sıkıcı olmayan bu nutuktan sonra katıksız bir inançla söyleyebilirim ki etkili
iletişim süreçlerini yaşamayan bu konuda okulun sosyal ortamında çevresiyle bağ
kuramayan öğrenci hayata eksik kalır. Çünkü hani dedik ya “her şey iletişimle
başlar.”
Okul,
iletişimin en aktif ve doğru olarak yaşanması gereken yerdir. Ve Öğrenci mutlaka
ama mutlaka etkili iletişim kurmayı öğrenmek zorunda ama laf olsun diye değil
gerçekten zorunda. Kendisi, öğretmenleri, arkadaşları ve ailesiyle… öğrencinin
iletişim kurma arzusu ve potansiyelini etkileyen okulun kurumsal yapısı,
öğretmen ve aile gibi bir dizi değişken var ve fakat ben bu değişkenlerdeki
arazları göz ardı ederek konuşuyorum. Şimdilik…
Sorunsuz
bir okulun etkili gerçek öğretmenlerin ve genel anlamda sorunsuz bir ailenin
olduğunu varsayarsak başarı odaklı öğrencinin içsel motivasyonunun harekete
geçmesi için tek değişken var. Etkili iletişim kurabilme becerisi.
Sonrası hedefler ve hedefe sadakatle bağlılıktır.
Gerçek
öğrencilik öğrencinin neden okulda olduğunun yanıtını çözdüğü an başlar. Bu
zorlu ve uzun bir süreç, aslına bakarsanız günümüz dünyasında öğretmenlerin en
temel işidir. Ama o mevzuya diğer içerikte devam ederiz.
Öğrenci
okuldaki varlığının gerçek anlamını kavradığında okulla bağ kurar. İletişim
süreci başlar. Öğrenme ve hedef motivasyonu öğrenciyi öğrenmeye sevk eder. Hem
zihinsel hem davranışsal farklılaşma katılımcı olma daha fazla diyalog içinde
olma isteği yaratır. Sormak, danışmak, ders ya da kişisel ilişkiler onuşunda
problem çözme algısının oluşması gerek arkadaşlıkları gerekse de okulla kurduğu
iletişim köprüsünü sarsılmaz hale getirir. İletişim odaklı öğrenci pozitif bir
aksiyoner olarak hem kişilerarası ilişkilere hem derslere yükselen
motivasyonuyla basamakları tek tek tırmanır.
İletişim
kaderse ki öyle okulla her anlamda pozitif etkileşen öğrenci sonraki hedefleri
için sistematik bir duruşu alışkanlık haline getirir. İletişimi gerçek
doğasıyla yaşayan öğrenci, muhtemel kariyerini ve sonrasını da belirler.
Sorunlu
öğrenci yoktur gerçek anlamda iletişim kurmayı bilmeyen ve bunun farkında
olmayan öğrenci öğretmen ve aileler vardır. Okul, ailelerin bu açığını kapatmak
için maksimum performans göstermelidir çünkü iletişim kurma becerisi öğrencinin
kaderidir.
Yorumlar
Yorum Gönder