AHLAK BEKÇİSİ


Bekleyen kişi bekçidir. Vatanın bekleyeni asker, toplum huzurunun bekleyeni polis, ilerlemenin ve dönüşümün bekleyeni bilim adamı... Devamı sağlamak, korumak bekleyenin görevidir. O bekleyen bekçidir ve fakat bildiğim kadarıyla ahlak için tayin edilen bir bekçi yoksa "ahlak bekçisi" denilen ve durumdan vazife çıkaran, toplumsal hayat ve kişisel özgürlükler kendisine emanet edilmiş gibi hareket eden bu ve türevi hazımsızları bu toplum hangi bataklıkta üretiyor? Soru budur.
Peki kötü ahlaktan kasıt ne olabilir??  Toplumu soymak, insanlara zulmetmek, vatanını satmak, çocukları istismar etmek, hayvanlara eziyet etmek, canlılara çevreye saygı duymamak, gücünü ve zehirli dilini bozgunculuk için kullanmak.... Bunları yapana rahatlıkla ahlaksız diyebilirsiniz. Hem bunları yapıp hem de insanların ahlakını sorgulayana da rahatlıkla rahatsız diyebilirsiniz. Çünkü bu sorgulayıcı bekçiliği yapanlar tartışmasız şekilde akli sorunu olan insanlardır.  


Ahlaka giden yol insanlıktan geçer arkadaşım. Canlı sever herhangi bir kişi kişi toplum hayatına saygılı, kültürel bir birey ahlaklı olur zaten. Başkalarının hayatına zorbaca karışıp hukuk tanımayana anca vandal denir ki vandallar insanlıkla ilişkili bir tür değildir. ŞEKİL A
Hayatı boyunca içindeki arzuları bastırmış yüreksiz insanlar tarihin her döneminde ya namusun ya dinin arkasına saklanır ve toplumu o dejenere olmuş ahlakına da ortak etmeye çalışır. Bu türle yeni tanışmıyoruz. Mesele bu kompleksli insanları türeten bataklığı kurutmaktır. Bu da ancak bu cehalete meydan vermeyecek bir zeka toplumu olmakla mümkündür.
Dokunmak sarılmak ya da öpmek bunlar isteğin arzunun sevginin simgesel anlatımıdır. Esas olan budur. Nasıl ki orta çağda dinin arkasına yaslanan engizisyon rahipleri, fanatik dinci Katolikler yıllarca komediyi şeytanlık olarak gördüyse, kahkaha atan kadınları dahi nasıl ki cadılıkla suçlayıp avladıysa günümüzde de bu tepsi beyinliler farklı kimlik ve kılıkla aynı tavırla karşımıza farklı yerlerde çıkıyorlar.
Orta çağa ait bu kompleksli insanlar hep var olmuştur. Notre Dame Kamburu adlı filmde güzel çingene Esmeralda'ya aşık rahip misali. İçindeki ateş arttığı ölçüde vahşileşen bir insan trajedisi...
Kaldı ki ahlak gibi göreceli bir kavramın bir sabiti yoktur bu kadar geniş içeriğe sahip bir kavramı sadece cinselliğe sığdırıp bir de insanlara bunu satan bir akılsıza tek sözüm var. Git içini boşalt ve rahatla çünkü başına vurmuş kardeşim.
Ayıp ulan ayıp diyenler "asıl size ayıp. Bir eğitin bir aydınlatın o kapkara ruhunuzu süngere dönmüş aklınızı"
Hayatım boyunca empati yapmakta zorlandığım pek çok tür oldu. Her fikrin, görüşün, siyasetin, dinin, ırkın, cinsiyetin fanatiği bunların başında geliyor. Bunlar hayata, yaşama, sevgiye tümden düşman olan varlıklar. Cümlelerim biraz sert fakat bu varlıklara öfke kontrolü yapmak da hiç ama hiç içimden gelmiyor güzel kardeşim.
Toplumsal hayat ortaktır evet toplum içinde evimizin rahatlığında yaşayamayız evet, kendimize çeki düzen vermek durumundayız evet AMA.... 
Bir insanın özgürlüğü başkasının özgürlüğünü kısıtladığı, hukuka aykırı olduğu sürece suç teşkil eder. Bu kurallar arasında da " banane ben hoşlanmıyorum" diye bir şey YOK. Kamusal alanda ulu orta sevgi gösterisi yapan mı var:)) git polise şikayet et, olmadı kafanı çevir. Sana bir tehdit mi var, sor hesabını. Seven sevdiğini öperken ruhundaki yalnızlık çok mu koydu, o zaman da git köprüden atla veya daha iyisi birazcicik normal ol seni de sevsinler:)
Ahlak bekçisi olma, ahlaklı ol.
Dünyadaki en ciddi kusur aptal olmak değil aptallığının farkında olmadan haddini bilmemektir. Dağ gibi teknoloji var kardeşim. Öküz gibi video izleme aç oku emi:)) son olarak...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanal boykotçular

Sayısalcı VS Sözelci