SENARİST OLMAK

Hamdım. Öğrenci oldum. Yazdım, yazdım mezun oldum sonra yazıya aşık yazar oldum. En sonunda hikâyeye aşık senarist oldum. Yazarlık uzun bir yolculuktur. Teknik, kurallı, kuralsız kendi dünyanızdan başkalarının dünyasına kalemlerden damlayarak biriken bir derya.

 Abartısız şekilde söylüyorum, deli gibi sevmeden! yapılamayacak bir eylemdir yazarlık. Her kelimenin farklı durumlarda kimi zaman aynı durumda kullanımları, farklı anlamları, eş anlamları hatta eş anlamların bile farklı zihinlerde farklı anlamları olduğunu hesaplamaktır. Onlarca farklı şekilde kurulması mümkün kısa ya da uzun ama anlamlı ve etkili cümleler üretmek ve her cümlenin verdiği mesajın farkındalığında olmak. Cümleleri anlamlı ve dilbilgisine uygun paragraflara taşımak… Noktanın, virgülün, bağlacın konduğu yerde etkisini hissettirmek… Yazar, her zihne bir bina inşa eder. Senaryo yazarı ise o binada yaşanan öyküleri izleyene gösterir.

 Senaryo metinlerini sadece görüntüleyecek olanlar okur. Her tasvirin ve diyaloğun kurallarını ve görsele taşındığı anı kafalarında teknik şekilde canlandırabilenler okur. Okuyucuya değil izleyiciye yazılır. Seyirci, izlerken okur. Sinema veya dizi metinleri bu temel üzerine inşa edilir. Farklı teknikler, usüller, beklentiler ama hep aynı temel. İzleyiciye göster hatta onu hikayenin parçası yap!

Ben ilk kez, izleyen olmanın dışında kendi hikayelerimin görselini tasarladım ve kağıda döktüm. Kimi zaman ben yazdım karakteri. Kimi zaman da karakter kendini yazdı. Ben onu başka bir yöne sevk etmeye çalışırken o başka bir yön seçti. Fark ettim ki iyi bir hikaye kendini yazabiliyor. Belki senarist yazarken ruhundan üflüyor metne. Tamamen sihirli bir süreç.   

Senaryo yazarlığında iş tabii ki sadece metin yaratımıyla sınırlı değil. Her hikayeci hikayesini paylaşmak ister ve daha önce değindiğim gibi senaryo, bastırıp okutmaktan ziyade ekran ve beyaz perde için yazılır. Paylaşmanın tek yolu da teknik olarak yayınlanmasıdır. Ama işte o kısım çok çok uzun ve enteresan bir süreç çünkü senin hikayen bil ki çölde bir kum tanesi. O kısmı da başka bir gün konuşalım e mi:) 

Hepinize selam ve saygılar.  

İsmail SUNA 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanal boykotçular

Sayısalcı VS Sözelci

AHLAK BEKÇİSİ