Ofisim evimdir

Dünya teknoloji devi, hayatımızın ciddi bir parçası, rüyalar alemi, kayıp kelimesini tarihe gömen arayıcı kuruluş GOOGLE. 
Adeta ayrı bir gezegen olan bu çok uluslu kuruluşun tarihçesini falan anlatmayacağım merak etmeyin. İşin beni ilgilendiren kısmı yeniliği, ilericiliği, değişim ve dönüşümü temsil etmenin kolay bir iş olmadığı. Bu yazıda da bunu Google kafa yapısının çalışma ortamlarına yansıması üzerinden incelemek istedim.
Google Zürih Ofisi
Adamların dünyanın 40 ülkesinde 70 ofisi ve binlerce çalışanı var ve tüm ofisleri de benzer standartlara sahip. Google, yaratıcılık kavramını temsil ettiği için tabii ki odak alanını da bu kavram üzerine inşa etmeyi uygun görüyor.  Mutlu ama çok mutlu çalışanlar=Yaratıcılık, verimlilik, üretkenlik, kalite.
Google Zürih Ofisi
Malumunuzdur, insanlar hayatlarının büyük kısmını iş yerlerinde geçirirler. Adı üstünde çalışanlar. Hangi işi yaparsanız yapın saatlerce çalışmak ciddi bir motivasyon, odaklanma yani enerji gerektiriyor. 
SORU: Yaptığı işi sevmeyen, bulunduğu yerden bir an önce çıkmak için yemek saatlerini ve mesai bitimini bekleyen bir çalışan ne kadar verimli olabilir?
SORU: Mutsuz olan ve para kazanmak için zorunluluktan dolayı işine giden, kendi potansiyelinin üzerine çıkmak gibi bir planı olmayan kişi iş verenine ne kadar bağlılık veya sadakat duyabilir?
Google Zürih Ofisi
Bu soruların yanıtını biliyoruz. Google da biliyor olacak ki dünya üzerindeki ofislerini çalışanların evlerine ihtiyaç duymayacağı şekilde dekore etmiş. Çok iddialı değil mi? öyle bir çalışma ortamın var ki iş yerin sana değer verdiğini her şekilde hissettirip işine evden koşa koşa gitmeni sağlıyor. Ülkemizde çalışan insanların büyük çoğunluğunun çalıştıkları kuruma aidiyet hissetmediği, en yakın mesai arkadaşının saatleri olduğu bilgisine sahibiz. Haliyle bu durum bize çok ütopik yani inanılmaz görünüyor.
Google Zürih Ofisi
Şimdi diyeceksiniz ki "Adamlar para basıyor, olmasın mı". Yok kardeşim dekorasyon para işidir ama zihniyet yani bakış açısı, kültür işidir. Aşağıdaki görsellerde bazı klasik ofis resimleri bulacaksınız.

Ofis denildiğinde aklımıza gelen standart çalışma alanları. Bahse girerim ki ofis denildiğinde sizin aklınıza aynen bu manzara geliyor. Cilalı masa, sandalyeler, yazıcı ve masaüstü bilgisayarlar. Dedik ya mesele para değil arkadaşlar. Ha eğer para diyorsanız kalkın bir zahmet İstanbul'da bulunan holdingleri, koca koca plazalar halinde banka genel müdürlüklerini bir dolaşın. Bakalım kaçında sıra dışı bir mimariye, göz alıcı yaratıcı bir dekorasyona rastlayacaksınız. E bunlarda para yok mu? Var tabii ki. Eksik olan ne o zaman ???
Google Zürih Ofisi
Eksik olan tabi ki bakış açısı. Klasik iş yapış biçimlerinde üretilen ürünün kalitesi önemliydi, insan kaynağı değil. Modern iş yapış biçimleri bunun ciddi bir hata olduğunu fark edip farklılaşma yoluna gittiler. Sonuç ortada. Bizim sevgili şirketlerimiz dünyayı yöneten çok uluslu kuruluşları inceleyiverse bunu apaçık görürler ve fakat nedendir bilinmez hala standart iş veren olmak için ısrar ediyorlar akıl alır gibi değil. 
Nedir bu hafızamıza kazınan klasik görüntü bakınalım.
PATRON:  Takım elbiseli, otoriter, az gülen ve sürekli iş, iş, iş diye ensende boza pişiren...
Çalışanlarına bir gps takıp kayıp zamanı hesaplayan, düşük maliyetle bol kar sağlamaya çalışarak nitelik nicelik farkını ihmal eden göbekli insanoğlu.
ŞİRKET: Standart ofis, havada uçuşan fotokopiler, çıktılar, sağda solda yazıcılar, bitkisizlik temsili cam ve beton bloklar, gizli saklı içilen ve sayıya tabi kahveler, çalışanların gizlice girip çıktığı sosyal medya hesapları, şirket telefonunu özel amaçları için kullanan:)) çalışanları yakalamakla görevli bilmem ne müdürleri, çalışanlara yaşam alanı olarak sunulan sigara odaları vesaire vesaire...
Google Zürih Ofisi
Bakış açısından kastımı açıklayan en temel örnek Google'ın "Çeşitlilik, Bütünlük ve Denetim Bölümü" adındaki departmanı. Çalışan çeşitliliğine maksimum önem veren şirket bir süre önce cinsiyet ayrımcılığı yaptığına hükmettiği bir mühendisinin görevine son verdi.
Google Ofisi uyku kozaları
Çalışanlar arasındaki eşitliğe verdiği önemi sadece bunun için bir yönetim birimi kurarak gösteren bir kuruluş. Ne söylenebilir ki işte ben buna kültür diyorum.
Google'nin çalışanları ile ilişkilerine yakından bak
Google, yeni personeline Noogler yani new googler diye hitap ederken eskilere de Xoogler yani ex googler demekte. Çalışanlarını büyük bir titizlikle seçen Google, işten ayrılan çalışanları prestij kaybı olarak değerlendiriliyor. Onlarca bitki türleri arasında üreten, ücretsiz yemeklerden, spor salonlarından, bar, masaj hatta küvette dinlenme hakkı olan çalışanlar ve personel kartı olan köpekler:)
Google'yi İzmirli bir çalışandan dinleyin.
Sevgili okur aslına bakarsanız bunlar mucizevi manzaralar değil. Asıl mucizevi olan bizim neden bu kadar basit bir durumu mucizevi olarak algıladığımız. Önümüzde bu kadar örnek varken genç insan potansiyelimiz bu kadar sınırsız iken neden ısrarla vagon olarak kalmayı tercih ettiğimiz. Nedeni şu olabilir mi acaba, sınırlara hapsolmuş, katı gelenekçi ve özgürleşmeyen akıllarımız, tek merkezli bakış açımız..
İnsanlarımızı özgür bıraktığımızda kontrolün elimizden kaçacağına inanıyoruz. İnsanlarda sadakat mutluluk ve huzurdan doğan bir iç disiplin geliştirme yolları aramak yerine onları baskılayıp otoriter bir disiplin anlayışını tercih ediyoruz. Modern kelimesini gelenek karşıtı olarak algılıyoruz. Sonuç olarak değişip dönüşemiyoruz ve yönetiliyoruz.
Google Tel Aviv
Sadece korkuyu bırakıp denediğimiz zaman fark yarattığımızı görür ve üzerimizdeki pasları silkeleyebiliriz. Bunun başka bir çaresi yok. Akılları özgürleştirmek, Yeni fikirlere sıcak bakmak, fikir üretimi yapılabilecek ortamları sağlamak zorundayız. Google çalışanları, küvete uzandıkları, masa tenisi oynadıkları için mutlu değiller. Onların mutluluklarının kaynağı özgür olduklarını hissetmeleriyle ilişkili.
Çalıştıkları kurumun kendilerine değer verdiğini en azından bunu gösterdiğini biliyor ve güven duyuyorlar. Çalışma ortamlarını seviyorlar ve daha fazla ne yapabilirim diye rekabet ediyorlar çünkü içinde bulundukları şartlar, onlara sunulan olanaklar için kendilerini şanslı ve doğal olarak borçlu hissediyorlar.
Sevgili okur kararlılığın olduğu yerde imkansız yoktur. Sabit fikrin olduğu yerde yenilik yoktur. 
Google'ı saygıyla selamlıyorum...Alttaki içerikte hareketli bir sunum görebilirsiniz. Yenilikçi ve keyifli kalın, esnek aklınıza ve ön yargısız bakış açınıza sahip çıkın. Addddeeee kaçtım ben!!!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanal boykotçular

Sayısalcı VS Sözelci

AHLAK BEKÇİSİ