Karar bahçesi

İnsan kaderinin efendisidir. 
Geleceğimizin belirleyicisi verdiğimiz ya da vermediğimiz kararlardır.
Her insan bir karar bahçesine sahiptir ve aslında bir anlamda insanın cennet ve cehennemi de bu bahçede ektikleri, bakıp büyüttükleri veya ihmal ettikleri karar çiçekleridir. Sağ mı sol mu; evet mi hayır mı; gitsem mi kalsam mı; okusam mı çalışsam mı veya o doğru kişi mi...sorular sorular kafalarda delişmen sorular...
Bizlerin tarihi kararlarımızın toplamıdır. Sabah uyanıp kapıdan adımlamaya başladığımız anda her adımımızda, her sapakta, hatta kaldırım veya yol üzerinde verdiğimiz karar bile geleceğimiz için suya attığımız bir taş gibidir. Hele ki yolda yürüme kararımıza eşlik eden freni patlamış bir otomobil arkamızdan geliyorsa...
Kelebek etkisi mi dersin, 180 sefer sayılı uçaktan çıkan Alex Browning ve arkadaşlarına musallat olan gizemli tasarı mı bilinmez ve fakat bu kararlar bize ait. Çaresizlikten ya da bilinçli fakat seçeneklerin sonuçları bize ait. Karar bahçemizde her gün geziniyoruz. Aldığımız her kararla çiçekleri çoğaltıp var olanları büyütüyoruz. Çoğu zaman da kararsızlığın pençesinde kıvranıp değerli suyumuzu bahçenin dışındaki betona döküyoruz. 
 Dünya tarihi minik karar taşlarının fırlatıldığı su halkalarından oluşur. Etki alanını asla tahmin edemediğimiz...
Belki de sadece küçük bir dalgınlık nedeniyle battı
"Titanik denize açılmadan hemen önce, sahibi olan şirket, geminin ikinci kaptanlığı görevine, David Blair’in yerini almak üzere, daha deneyimli Charles Lightoller’ı getirdi. Blair görev teslimi sırasında, içinde dürbünlerin bulunduğu dolap anahtarını vermeyi ihmal etti. Gözcü Fred Fleed, eğer bir dürbünü olsaydı, buz dağını daha erken fark edeceğini söylemiştir."(1)
Ya Roma'yı işgal etmeye karar verseydi
Kartacalı Komutan Hannibal Barca. Binlerce kişilik ordusunu Alp dağlarından aşırıp Roma kapılarına yığan Kartacalı, en savunmasız durumunda Roma'yı ele geçirmek yerine beklemeyi tercih etti. Bu büyük karar dünya tarihine yön verdi.
Peki elinde fırsat olsa dünyayı cehenneme çeviren faşist diktatör Bebek Hitler'i öldürür müydün?
Gerçekte pişmanlık diye bir durum söz konusu değildir. Herkes kendisini mutlu edecek tercihler yapmaya çalışır, doğru olan kararları vermeye çalışır. Pişmanlıktan söz etmemizin sebebi sonraki kafamızla yani bugünkü şartları düşünüp geçmişteki psikolojimiz ve o an'ın diğer şartlarını ihmal ederek hatırlamamızdır. Bu yüzden insan türünün en trajik kelimesine düğümlenir kalırız. "KEŞKE"
Geçmiş ve gelecek arasında gerçeği yaşadığımız tek zaman dilimi bugündür. Karar bahçemizde baktığımız çiçekler bugüne aittir. Odaklanmamız gereken ana eksen ŞU andır. Her ne kadar Mezarcı (2)bize fareler gibi kuyruğumuzdan yakalandığımızı söylese de...
Ataol Behramoğlu'nun da dediği gibi "yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var." Yaşamak karar almak ve uygulamaktır. Benim gibi enine boyuna düşünmek sana sadece değerli suyunu kaybettirir. Kararı verip harekete geçip sonrasına sonra bakacaksın. Eskiler ne güzel demişler: "Bakalım Mevlam ne eyler ne eylerse güzel eyler" veya benim çok sevdiğim şöyle bir ifade de var. "Ne gele gele". 
Karar bahçene o yeni çiçeği ekmeden ne olacağını bilemezsin çünkü her insanın başına gelenler farklı. Aynı kararı alan ve uygulayan her kişi yolda aynı engellerle karşılaşmaz. "O denemiş olmamış" demek insana göre olabilir ve fakat hayatın mantığına göre olmadığı kesin.

Siz beni dinleyin karar alıp uygulayın ve sonrasında da içinizden sizi dürten o korkak ve temkinli vatandaşa şöyle diyiverinnn "Sen seyrettin, kaçtın ama ben kaçmadım, yaşadım, gördüm ve tüm sonuçlarıyla bu benim kararım lan"

Adios Amigos... Benden bu kadar. Umarım öyle ya da böyle bir kararınızda beni hatırlarsınız. 

Editör notu 1: Kaynak Listelist/Belkıs Dalkıranoğlu
Editör notu 2: Son durak filminden alıntı. Filmin ilgili sahnesi yukarıda, linki altındadır.(Linkten sadece İngilizce alt yazı ile izleyebilirsiniz.)
EDİTÖR NOTU: "Takvime bağlı hayatlar" yazım, Karar bahçesi ile oldukça ilişkilidir. İlgili olanlara duyurulur.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanal boykotçular

Sayısalcı VS Sözelci

AHLAK BEKÇİSİ