Yetenek Üretek

https://www.youtube.com/c/İsmailSuna
Yeteneksiz misiniz yoksam yetenek siz misiniz?
Yetenekli olmak genetik bir transfer,ilahi bir bağış veya piyango mu yoksa sonradan varlığımızı güçlendirme çabalarımızın mı eseri?
Bilim insanları yeteneğin ortaya çıkış koşulları üzerine muhakkak araştırma inceleme geliştirme faaliyeti yapıyordur keza psikoloji de zeka üzerine...
Zeka bölümlemelerini bilirsiniz. Sayısal zekaaaa sosyal zekaaaa ritmik, mekanik vs vs.
Bir eyleme, beceriye yatkın olmak, onu başarabilme düzeyinin diğerlerine göre koccaman fazla olması. Her durumda yetenek sizi diğer bireylerden farklılaştıran belki de en hayati kazanım. Yeteneğinin keşfi, tanımlanması seni ait olduğun meslek yani kariyer alanına taşıyor. Bir şekilde o yeteneğinle para kazanıyorsun. Tabi ki yeteneği tabi ki her insanda yeteneğini parasallaştırmak gibi bir amaç olmayabilir. Tiyatral yetenekleri olan biri sadece ve sadece çocukları mutlu hissetmek için bunu kullanabilir ya da enstrüman çalmaya yatkın biri bunu kumsalda(1bkz) arkadaşlarını şenlendirmek için kullanabilir ve fakat sağımız solumuz yeteneğini paraya dönüştürmenin yollarını arayanlarla dolu dersek yeridir.Bunun için TV programlarına yardıranlar, cast ajansları kasanlar, futbol kulüplerinin demir kapısında yuvalananlara kadar elimizde bol miktarda örnek mevcut.
Kimine göre boş kimine göre anlamlı bir çaba. Okkadarını ben bile(2bkz) bilemiyorum, (düşünün ben yani:))) Bana kalırsa sevgili okuyan, her insanın keşfedilmeyi bekleyen bir yeteneği mutlaka vardır. Bu yetenek farklı koşullarda, zamanlarda tesadüfi olarak ortaya çıkabilir hatta yetenek sahibinin dahi bundan haberi olmayabilir.
Buradan yola çıkarsak derim ki ben, keşkem çocukluktan başlayarak eğitim kurumları sistemli olarak kurgulansa bu doğrultuda. Eğitim öğretim süreci içerisinde bu yetenekler keşfedilip uygun şekilde planlansa, hedeflense. Bir anlamda bir insanın kader planlaması adeta.
Dünyada bunun örneklerinin olduğununu duyuyoruz aslında ana okullarından itibaren düzenli olarak takipte olan kurumlar, öğrencinin ilgisi, yatkınlığını tanımlanıp yetenek alanları belirleniyor. Bunun getirileri neler diye bakmaya gerek var mı bilemem. Eğitim, nitelikli modern toplum istatistikleri gösteriyor ki bu batılılar bu işi ellerine yüzlerine bulaştırmamış. Bizim ülkemizde neden olmasın? neden bizim o kapkalabalık genç nüfusumuz yepyetenekleri doğrultusunda bapbaşarılı olmasın? e olsun işte, onu diyorum.
Salt yetenek tanımlaması üzerine kurulu bir eğitim senaryosu düşünün. Anaokulundan lise son sınıfa kadar. Cepte kalacak enerjiyi düşünün. Sıkılmayan, derslerinden, okullarından nefret etmeyen öğrenciler ve tüm enerjilerini öğrenciyi susturmak yerine işlerine odaklayan öğretmenler....
Evetttttt tur bitti herkes insin:)) nekka güzel hayal kurduk di mi di mi ama. !!!
En yakın zamanda tam da keyifli iken elde bir bardak ince belli çayla, selam çakarız belki o yemyeşil ormana...
Editör notu:
(1)Kumsal: Özellikle müzik aleti kullananların akşam saatlerinde
ateş yakarak "Akdeniz akşamlarını" seslendirdikleri mekan.(geçmedi bu hastalık birader, barim şarkıyı değiştirinn yalvarıyorumm)
(2) ben bile: Ya herkes bir şey kasarken ben de ego kasayım dedim ne var bunda gözüm ya:)
Yetenekli olmak genetik bir transfer,ilahi bir bağış veya piyango mu yoksa sonradan varlığımızı güçlendirme çabalarımızın mı eseri?
Bilim insanları yeteneğin ortaya çıkış koşulları üzerine muhakkak araştırma inceleme geliştirme faaliyeti yapıyordur keza psikoloji de zeka üzerine...
Zeka bölümlemelerini bilirsiniz. Sayısal zekaaaa sosyal zekaaaa ritmik, mekanik vs vs.
Bir eyleme, beceriye yatkın olmak, onu başarabilme düzeyinin diğerlerine göre koccaman fazla olması. Her durumda yetenek sizi diğer bireylerden farklılaştıran belki de en hayati kazanım. Yeteneğinin keşfi, tanımlanması seni ait olduğun meslek yani kariyer alanına taşıyor. Bir şekilde o yeteneğinle para kazanıyorsun. Tabi ki yeteneği tabi ki her insanda yeteneğini parasallaştırmak gibi bir amaç olmayabilir. Tiyatral yetenekleri olan biri sadece ve sadece çocukları mutlu hissetmek için bunu kullanabilir ya da enstrüman çalmaya yatkın biri bunu kumsalda(1bkz) arkadaşlarını şenlendirmek için kullanabilir ve fakat sağımız solumuz yeteneğini paraya dönüştürmenin yollarını arayanlarla dolu dersek yeridir.Bunun için TV programlarına yardıranlar, cast ajansları kasanlar, futbol kulüplerinin demir kapısında yuvalananlara kadar elimizde bol miktarda örnek mevcut.
Kimine göre boş kimine göre anlamlı bir çaba. Okkadarını ben bile(2bkz) bilemiyorum, (düşünün ben yani:))) Bana kalırsa sevgili okuyan, her insanın keşfedilmeyi bekleyen bir yeteneği mutlaka vardır. Bu yetenek farklı koşullarda, zamanlarda tesadüfi olarak ortaya çıkabilir hatta yetenek sahibinin dahi bundan haberi olmayabilir.
Buradan yola çıkarsak derim ki ben, keşkem çocukluktan başlayarak eğitim kurumları sistemli olarak kurgulansa bu doğrultuda. Eğitim öğretim süreci içerisinde bu yetenekler keşfedilip uygun şekilde planlansa, hedeflense. Bir anlamda bir insanın kader planlaması adeta.
Dünyada bunun örneklerinin olduğununu duyuyoruz aslında ana okullarından itibaren düzenli olarak takipte olan kurumlar, öğrencinin ilgisi, yatkınlığını tanımlanıp yetenek alanları belirleniyor. Bunun getirileri neler diye bakmaya gerek var mı bilemem. Eğitim, nitelikli modern toplum istatistikleri gösteriyor ki bu batılılar bu işi ellerine yüzlerine bulaştırmamış. Bizim ülkemizde neden olmasın? neden bizim o kapkalabalık genç nüfusumuz yepyetenekleri doğrultusunda bapbaşarılı olmasın? e olsun işte, onu diyorum.
Salt yetenek tanımlaması üzerine kurulu bir eğitim senaryosu düşünün. Anaokulundan lise son sınıfa kadar. Cepte kalacak enerjiyi düşünün. Sıkılmayan, derslerinden, okullarından nefret etmeyen öğrenciler ve tüm enerjilerini öğrenciyi susturmak yerine işlerine odaklayan öğretmenler....
Evetttttt tur bitti herkes insin:)) nekka güzel hayal kurduk di mi di mi ama. !!!
En yakın zamanda tam da keyifli iken elde bir bardak ince belli çayla, selam çakarız belki o yemyeşil ormana...
Editör notu:
(1)Kumsal: Özellikle müzik aleti kullananların akşam saatlerinde
ateş yakarak "Akdeniz akşamlarını" seslendirdikleri mekan.(geçmedi bu hastalık birader, barim şarkıyı değiştirinn yalvarıyorumm)
(2) ben bile: Ya herkes bir şey kasarken ben de ego kasayım dedim ne var bunda gözüm ya:)
Yorumlar
Yorum Gönder