TACZİYET

https://www.youtube.com/c/İsmailSuna

Kadınlar vs Erkekler yazısından sonra hemen sonra taciz kavramına yönelik dertleşim çıkarmam tesadüf mü bilemiyorum ama inanın planlı bir eylem değil:) dünya sinema endüstrisinin kalbi durumunda bulunan Hollywood'da ünlü kadın oyuncuları taciz itiraflarıyla patlayan ve sonrasında durumun bir kadın hareketine dönüşmesi, tacizi yeniden dünya gündeminin ilk sıralarına taşıdı.Bundan önce hatırladığım son fırtına baş rollerinde Michael Douglas ve Demi Moore'un yer aldığı 1995 yapımı Taciz (Disclosure) filmiydi ki bu yapıma tacize yönelik getirdiği bakış açısı nedeniyle farklı bir parantez açmak gerekir.

Taciz kavramının erkek kelimesi ile eş değer algılandığı dünyada filmin taciz olayının psikolojik kökenlerine inerek olayı cinsiyetle değil güçle ilişkilendirmesi çok anlamlı. Film ayrıca dava sahnelerinde standart bakış açısına da göndermelerde bulunuyor. Evli erkek karakter, karısına dahi tacize uğrayanın kendisi olduğun açıklayamıyor. Tacize cinsiyetçi yaklaşmak bu fiziksel şiddetin üzerine toprak atmaktan farksız. Üstelik bildiğimiz tüm toplumsal kurallara aykırı olan bu durum geleneksel değerlere dayalı toplumlarda linç kültürü için elverişli ortamlar yaratıyor.

İstanbul Üniversitesi Bayezit kampüsündeki görüntüler bu anlamda sorgulanmalı bence. Bu görüntülerde taciz mağduru bir erkek olabilir mi sorgulamasını yapalım isterseniz.

Görüntülerini paylaştığım durum tacize karşı bir duruş mu yoksa durumdan vazife çıkaran bir ergen arkadaşımızın sergilediği bir gösteri mi, kişisel husumeti tacizle maskelemesi mi yoksa bir kişiyi taciz gibi toplumda karşılığı bolca bulunan bir argümanı kullanarak  kullanarak aciz bırakıp bir tacziyet mağduru yaratması mı.(görüntülerde de görülüyor, kızımızın ilk sloganından sonra ilgili ilgisiz bir çok kişi emir eri gibi hücuma kalkıyor. Tek fark Allah Allah nidası yerine yerine tacizciiiii tacizciiii diye çığırmaları)

Vatandaş tacizci midir değil midir bilemem ve fakat burada sorulması gereken soru da bu değil. Öncelikle bir insanı ulu orta tacizle suçlamadan evvel bunu delillendirmen gerekir güzel kardeşim. Kaldı ki delilin vebile olsa sokakta bu adam tacizci diye ifşa edip toplu halde hücuma geçene bu neyin kafası diye sormak gerekir ve soruyorum "bu neyin kafası çocuğum hı". Sevgili arkadaşlar ülkemiz kafa avcılığı, çamur at izi kalsın muhabbetine oldukça müsait bir zemin barındırıyor. Kişisel sorunun mu var, bir zamanlar kazığını yediğin eski sevgilin mi, hadi buyurun taciz etiketini basın keyfinize bakın. Ne de olsa o etiketten sonra "erkektir yapar" denen bir güruh sizi desteklemek ve kürekle ağız kırmak için köşede beklemekte. Sen de patlamış mısır eşliğinde canlı canlı infaz izler, bir kez olsun erkek olmamanın avantajını doyasıya yaşarsın.)

Hukuk, demokrasi, insan hakları kadın hakları diye mangalda kül bırakmayan sevgili kadınlarımız lütfen erkeklerin de insan olduğunu ve doğal olarak yargısız infaz edilemeyeceğini bir öğrenin gözünüzü seveyim. Biz de ülke olarak sapla samanı ayırt etmeyi bir öğrenelim. Tacizci etiketi bastığınız her kişinin bir ailesi olduğunu da hatırlayın tıpkı sizin aileniz olduğu gibi.

Hazır yeri gelmişken bu üniversiteli feminist olduğunu iddia eden (genelde ülkemizde feministim diyen pek çok kişi bunu popüler bir imaj kaygısıyla yapıyor. Üstelik de çok basit ve komikçeee ya :))  bir yandan da sola göz kırpan atkılı kapüşonlu, idealist bol sesli hatun modası çoktan geçti. Bu itici tavrı bırakın da gerçekçi ve akılcı bir entelektüel bir imaj takının. Ha imaj derken kalıcı da olsun bir zahmet.

Son söz: Sen de eğer lahana sarmasını benim gibi yaprak sarmasından çok seviyorsan, git ve bir adet lahmacun ye tam da şu anda. (neden diye sormayın hiç düşünmedim valla:)



Editör notu: Sanırım Tacziyet kelimesini ben icat ettim ama taciz nedeniyle acziyet yaşayanların durumunu anlatmak için daha etkili bir kelime bulamadım saygılar:)