Tanıtımın Gücü
Pazarlama bileşenlerinin dünyayı yönettiğinin farkında olan birey, kişisel olarak nasıl bir resim verdiğinden tutun da fikirsel ve mesleki olarak üretimlerini pazarlanabilir bir şekle sokarak güncel dinamizm içinde yerini alır. Üretilen her meta ister fiziksel ister fiziksel olsun pazarlanmaya muhtaçtır. Pazarlama içinse tanıtımın gücünden faydalanmak gerekir. 21. yüzyıl pazarlanabilir olmayan hiç bir nesneye yaşam hakkı vermezken Halkla ilişkiler ve reklam gibi tanıtım etkinliklerini ise ister istemez çağımızın esas gerçeklerinden biri olarak karşımıza çıkarır.
Dördüncü güç medyanın paha biçilmez gücünün sırrı da nesnelere (insan, mal, fikir, sanat) pazarlanabilir olma şansını vermesinden doğar. bu nedenledir ki sinema, müzik ve spor gündelik hayatın vazgeçilmezleri arasındadır. Hal böyleyken "Tanıtılabilir mi" sorusu, sonrasında nasıl tanıtabilirim sorusu öyle görünüyor ki değişmez tek sorudur.
Eski dünya" nasıl üretebilirim" sonrasında "nasıl satabilirim" diye sorarken yeni dünya "nasıl tanıtabilir ve nasıl tutunabilirim" sorusunu sormaktadır. Bu prensiplerle iş yapanlar ayakta kalmakta diğerleri çözülüp gitmektedir.
Hala ve hala iletişim adlı fenomenin işleyişini ve algıları yönetme kapasitesini ısrarla kavrayamayan ufku dar insanlar da bu kaçınılmaz çözülmenin kurbanı olarak sabit fikir mezarlığında yerlerini alacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder