İsmail suna

  Bir meslek edinmek ve meslekte uzmanlaşmak. Üstüne bir de başarı ve çarşaf gibi bir özgeçmiş. Özgüveni tavan, emeklerinin karşılığını almış ve hayat keşmekeşinde en önemli bariyeri atlamış bir âdemoğlu. İşte biz ona kariyerli insan diyoruz. Geleceğini planlamalısın, zamanını, paranı organize etmelisin inançlı bir kararlılıkla tutkuyla sarıldığın bir hedef koymak zorundasın çünkü hayat hedeflenenler içindir. Ya da bir dönem popüler olan bir kelamla kader gayrete aşıktır. Öğrencigillere sürekli verilen tavsiyeler ya da nasihatlerdir bunlar. Tabii öğüt aşamasında olanlara… olmayanlara da verilir ama işte anlamlandırma kısmında fark var diyorum ya sürekli Günümüzde kariyer planlaması bırakın üniversiteyi lise düzeyindeki öğrenciler için bile acil bir konu. Hem de çok acil. Aslına bakarsanız üniversite öğrencileri belirli meslekleri tercih ederek öğrenciliğe başladığı için bu yolun yarısını kısmen de olsa alıyorlar.   Avrupa’da kariyer planının lise düzeyinde tamamlandığını v...

  Empati kurabilen, öğrencilerine bireysel mentorluk yapabilen kendi alanıyla ilgili kendini güncelleyen, aktüel ve çok yönlü bir bakış açısına sahip ve farklılığı, çeşitlilik ve zenginlik olarak algılayarak en olumsuz durumları bile tolere edebilen ve en önemlisi gerçek anlamda iletişim bilincine sahip ve bu sahipliği öğrencilerine de aktarabilen eğitim uzmanına ben öğretmen diyorum. Öğrencinin karşısında olması gereken öğretmen profili, öğrenci-öğretmen ilişkisi ve öğrencinin okulla kurduğu bağın temelidir. Çünkü uygarlık ölçüsü öğretmenin niceliğiyle değil niteliğiyle eşdeğerdir. İletişim odaklı öğretmen, muhabbet edebilen, dersine hâkim, bolca eğitim nutuğu çeken öğretmen değildir. İletişim odaklı öğretmen öğrencinin kaderi ve iletişim yeterliliği, potansiyeli, kariyeri, hayat algısı, öğrenci psikolojisi konusunda her sözü, eylemi ve iletişimden doğan yetenekleriyle öğrencinin kaderine etki ettiğinin farkında olan öğretmendir. Ders sunumundan örneklendirmeye, soruları yanıt...

  Ne demişti Mahmut Hoca, okul her yerdir. Yine de hayatımızın en az 12 yılını örgün eğitim kurumları olan okullarda geçiriyoruz. Okul dediğin herkesin kafasında farklı çağrışımlar yapar. Öğretmeni, dersi, arkadaşı, idaresi, ödülleri cezaları daha neler neler… Okullar bir anlamda yönümüzü tayin ediyor. Diplomanın çok şey ifade etmediği günümüz dünyasında ezbere ve amaçsız olarak eğitim almak yön vermeyi bırak yönsüzlüğe zemin hazırlayarak okula gitmeden erken yaşta iş hayatına atılmayı mantıklı hale getiriyor. Öğrencinin tanımı öğrenen kişidir. Temel amaç öğrenmektir. Okul demek öğrenerek hayata hazırlanmak, artı ve eksileriyle kendini tanıma sürecini yaşayarak kim olduğunu yeteneklerini potansiyelini keşfetmen, bu iletişime dayalı eğitsel ve psikolojik farkındalık konusunda öğretmenden rehberlik alarak hangi yöne adımlaman konusunda düşünmen demektir. Umarım sıkıcı olmayan bu nutuktan sonra katıksız bir inançla söyleyebilirim ki etkili iletişim süreçlerini yaşamayan bu konud...