Kimi zaman çok isteriz bir şeyleri. Bir insanı, yemegi, kenti ya da duyguyu... Önümüzde O'nu almak icin engel yokmuşçasına hayaller kurar, yüksek perdeden konuşur, hisseder, dağları ova eyleriz. Sonra arzulardan inşa ettiğimiz iskambilden bina sallanır, beynimizle yüreğimiz farklı istikametlere yürür. Velhasıl çaresiz de olur insan. Yeni hedeflere kaçar, arkadaşlarına sıgınır, kendine saklanır.
İçinde biriktirir yaşanmışlık tanelerin... Yaşanmamışlıkların yanına baş köşeye oturtur. Huzur arar sonra. Dümdüz bir çizgiye tercih eder belirsiz patikaları...
Ahir kelam, tek düze, iğrenç bir belirliliktir canı yakan, bol çareli kıt çaresiz...
Yorumlar
Yorum Gönder