XYZ KUŞAK KUŞAK








Youtube Kanalımı da incelemeyi unutmayın

Eskilerin "Zamane Gençliği" diye açıkladığı kuşak farklılığı kavramı giderek benim de anlamsal dünyamda yer edinmeye başladı. XYZ ve türevi şekilde gerek teknolojik gerekse de ekonomik olarak farklı dünya ve kültürlerden gelen insanlar için kullanılan bu tanımlamanın sosyolojik olarak da oldukça gerçekçi bir tanımlama olduğunu kabul etmeliyim.

Kuşaklar arasındaki farklılığın en belirgin olarak gözlemlendiği alan hiç şüphesiz teknoloji ve yeni teknolojilerin hayatımıza kattığı kültürel kodlama biçimleridir. Kitaptan e kitaba; durağan telefondan cep dünyasının süper dijital evrenine kadar hayatımızın kodlarını kendi gerçekliğine göre kurgulayan dijital küreselleşme zorunlu olarak bazı kuşakların alışkanlık ve yaşam biçimlerini değiştirirken bu yeni kod evreninin içinde doğan kuşakları da kendiyle benzeştirerek kolaycı ve yalnız bir yabancılaşma içine sürüklüyor.

Yeni denen, eskiyi modernize ettiği sürece anlamlı ve geliştiricidir. Bu modernite sadece onlarca klasör evrak yerine saklanabilir ve taşınabilir işlemciler gibi hayatı kolaylaştıran ve zamandan tasarruf ettiren yönüyle değil bilinç düzeyinde de uygarlaşan insanı temsil ettiği sürece gelişkin bir anlam ifade eder.

Bilinç devrimini gerçekleştirmiş gelişmiş ülkelerde kısmen başarılan bu durum, az gelişmiş veya gelişme ivmesinde olan ülke insanlarında ise gerileştirici, alıklaştırıcı bir sürecin yansımasına sebep oluyor. Bu nedenledir ki kitap okuma oranları düşük TV izleme oranları yüksek gelişmemiş dünya ülkelerinde insanlar bu teknolojileri şiddetle sahiplenirken bir yandan da kültürsüzlüğün boyutlarını da bir o kadar arttırmakta olduklarının farkında olamıyorlar.

Radyonun arkadaşlığı vardı bir zamanlar, sonrasında sinema tadında oda dolusu insanın TV ekranı başındaki muhabbetleri;  Sabit telefonun imkansızlığına nedeniyle randevulara gösterilen emek, bir mektuba özlediğinin sinmiş kokusu....kütüphanedeki etraflı araştırmalardan sonra verilen çay kahve molası da güzeldi, arayıp bulamamak da...

80'li yılları yaşamış biri olarak kuşaklar arasındaki farklılaşmayı içselleştirebilen; daima uygarlaşmış bir özgürlük için
emek veren biri olmama rağmen yine de eski zamanların kalabalığını modern zamanların yalnızlığına tercih ettiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Tabi ki iki farklı dönemi de kıyaslayabilecek kadar yaşadığım için de mutluyum.

Gelecek, teknolojinin yabancılaştırdığı toplumsal yalnızlıklarda değil ; kalabalık ve hümanist özgürlüklerin teknolojiyi uygar şekilde kullanımında yatar. Umuyorum ki gelecek kuşaklar modern dünyanın nimetlerini ruhlarını esir eden bir zaaf haline getirmekten kurtularak  kendilerini çok yönlü şekilde gelişkin bir insan olmak için yetiştirmek amacıyla kullanırlar.

Görüşmek üzere, sevgiler...
                           

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sanal boykotçular

Sayısalcı VS Sözelci

AHLAK BEKÇİSİ